FİNANSAL KAYNAKLARA ERİŞİM, TEŞVİKLER VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞMA GRUBU

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLEREK BOZDURULMASI İLE İLGİLİ TEBLİĞ

TPKK 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN 2018-32/48 NO.LU TEBLİĞ

VE GENELGE TASLAĞI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİMİZ

 

  1. Yurda getirilen ancak DAB’a bağlanması zorunlu olmayan % 20’lik kısmın firmaların serbest tasarrufunda olacağının açıkça belirtilmesi tebliğe netlik kazandıracaktır.
  1. Yurda getirilen ihracat bedelinin DAB’a bağlanması ile ilgili süre olup olmadığının tebliğde netleştirilmesi,
  1. Yurda getirilen bedelin tek seferde mi yoksa parça parça mı alışının yapılabileceği konusunun netleştirilmesi.
  1. 180 günü aşan vadeli satışlarda ve / veya satış vadesi 180 gün içinde kalan ancak müşterinin ödemesini geciktirdiği için yurtiçine girişi 180 günü geçen bedeller için durumun netleştirilmesi ve vergi dairesine ihbarı zorunluluğunun buna uygun olarak esnetilmesi.

Taslak Genelge’nin 4.Maddesinin 5.Fıkrasında “vadenin 180 günden fazla olması durumunda, vade bitiminden itibaren 30 günü geçemez “ ibaresi müşterinin ödemesini geciktirmesi halinde yapılacak uygulamayı netleştirmemektedir.

İhracatçının vadesinde tahsilat yapamadığı alacağından dolayı, nakit dengesinde yaşayacağı sorunlarla uğraşırken, ilave olarak bir cezai yaptırımla karşı karşıya kalmasının önüne geçilmelidir.

  1. Bir kısmı peşin tahsil edilen, bakiyesi akreditif veya başka bir şekilde vadeli olarak tahsil edilen işlemlere ait düzenlemenin/uygulamanın nasıl olacağının netleştirilmesi.
  1. Yurtdışındaki grup şirketlerine yapılan ihracatlar için 180 gün vadenin 365 güne yükseltilmesinin değerlendirilmesi.
  1. “Faktoring veya bankaya iskonto ettirilen bedellerin yurda getirilmemesi durumunda sorumluluğun kime ait olduğu Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenecektir” ifadesine istinaden sorumlunun nasıl belirleneceği konusunun netleştirilmesi.
  1. Bozdurulan ihracat bedellerinin döviz borçları ödemeleri ve ihthalat işlemleri için kullanılması durumunda alım-satım kuru kaynaklı zarara uğramamak için mahsup işlemleri kapsamının genişletilmesi.
  1. İhracat bedellerinin hesaba alınması konusunda banka uygulamalarında yeknesaklık sağlanması (örneğin bazı bankalar peşin ihracat bedellerini DAB’ a başlama talimatı almadan firma hesaplarında aktarmamakta geçici hesapta bekletmektedir, bu durum firma nezdinde takip açısından sıkıntı yaratmaktadır).
  1. Firma hesaplarına gelen her ihracat bedeli için bankalar nezdinde yapılması gereken işlem adedi çok fazla olup, bankaların operasyonel iş yükleri çok artmıştır. Buna bağlı olarak süreçlerin aksaması ve işlemlerin aynı gün tamamlanamaması riski oluşmaktadır. Aynı gün işlemleri tamamlanamayan firmaların 3. Taraflara yükümlülüklerini yerine getirememe riski de mevcuttur. Bu nedenle banka uygulamalarının standardize edilmesi ve basitleştirilmesi ihtiyacı mevcuttur.
  1. Yoğun ihracatımız olan, ancak bankacılık sistemleri iyi çalışmayan veya uluslararası sistemle entegrasyonunda sorunlar olan bölgelere yapılan ihracatın bedellerinin tebliğde belirlenen kurallar çerçevesinde tahsilinde ve DAB’a bağlanmasında ısrarcı olmanın ihracatımızı olumsuz etkilemesinden endişe edilmektedir. Bu kapsamda aşağıdaki konuların ihracatçımız ve ülke ihracatımız lehine düzenlemelerle çözülmesi büyük önem taşımaktadır;

    1. İhracat bedelinin müşteri tarafından ya da Türkiye’de bulunan temsilcisi tarafından yurt içindeki bankaya efektif olarak yatırıldığı durumlarda bedel DAB’a bağlanamadığı için sonrasında nasıl bir yol izleneceğinin netleştirilmesi,

    2. Yeni mevzuatta Efektif, yani elden getirilen paranın -bir ihracat faturasıyla veya siparişiyle ilişkilendirmek kaydıyla- bankaya yatırılabilmesi için talep edilen evrakların/koşulların basitleştirilmesi,

    3. Yurtdışı ithalatçı firmanın Türkiye’deki iştirakleri tarafından bankalardaki TL ve/veya Döviz  hesaplarından peşin mal bedeli ödemelerinin, ihracat bedeli olarak DAB’a bağlanması konusunun  ihracatçı lehine çözülmesi,

    4. İran, Irak, Suriye vb. ülkelere yapılan ihracatlar karşılığı temin edilen efektiflerde yurt dışı kaynağının aranmaması, (İptal edilen “İhracat Uygulama Genelgesi” 3.1.8.5’de buna benzer bir istisna belirtiliyordu)
  1. Gümrük beyannamesinde kayıtlı alıcı firma veya bu firma dışındaki gerçek veya tüzel kişiler tarafından havale olarak gönderilen dövizin, herhangi bir referans veya fatura numarasıyla irtibatlandırılmış olup olmadığına bakılmaksızın ihracatçının beyan edeceği GB konusu ihracatın bedeli olarak alışının yapılmasına eski genelgede olduğu üzere imkan tanınması. (İptal edilen “İhracat Uygulama Genelgesi” 3.1.6. maddesinde benzer bir düzenleme vardı)
  1. Genelgede “İhracat bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesi esas olup, Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilmesi mümkündür” ibaresi yer almaktadır. İlgili döviz tercihinde esnekliğe ihtiyaç bulunmaktadır.

Ayrıca son 15 yıl içinde izin verilen “Alım Satıma Konu olmayan Dövizler” le yapılan ihracatlarda (Polonya Zlotisi, Çek Korunası vb) DAB’a bağlanma aşamasında;

İlgili döviz karşılığı USD hesaplamasında, Gümrük beyanname tarihindeki USD karşılık ile  DAB tarihindeki USD karşılık farklı olacaktır. Oluşacak fark muaf olunan %20 kapsamında değerlendirilir ise; terkin kapsamına alınarak ek bir gider mi oluşturacaktır? Oluşacak fark muaf olunan %20 kapsamında mı değerlendirilecektir? Kur farkı nedeniyle ilgili dövizin muadilinin USD ‘de %80’in de altında kalması ile terkin vb. kapsama alınması halinde ek bir ceza, gider vs. oluşturacak mıdır? Yayınlanacak tamamlayıcı mevzuatta bu konuların netleştirilmesi önerilmektedir.